NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
ابْنُ
مُعَاذٍ
أَخْبَرَنَا
أَبِي
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ
مُسْلِمٍ الْقُرِّيِّ
سَمِعَ ابْنَ
عَبَّاسٍ
يَقُولُ أَهَلَّ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِعُمْرَةٍ
وَأَهَلَّ
أَصْحَابُهُ
بِحَجٍّ
İbn Abbas'dan şöyle
dediği nakledilmiştir:
Nebi (s.a.v.) umre için,
ashabı da hac için ihrama girdi(ler).
İzah:
Müslim, hac; Nesâî,
menâsik
Her ne kadar burada Hz.
Nebiin Veda Haccında sadece umre için ihrama girdiği ifâde ediliyorsa da, daha önce
işaret edildiği gibi Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Veda Haccında hacc-ı kırana niyet
etmiştir. Gerçi Nebi (s.a.v.)'in bir rivayette yalnız hacca, başka bir
rivayette temettu'a, diğer bir rivayette de kırana niyet ettiği bil-dirilmişse
de Tahâvî bu rivayetlerin arasını bulmuş ve;
"Resûlullah
(s.a.v.) önce umreye niyet etmiş, temettü' niyetiyle umreye devam buyurmuş,
sonra tavaftan önce hacca niyet ederek kıran yapmıştır," demiştir.
Netice.olarak her râvi
gördüğünü veya işittiğini rivayet ettiği için zahirde birbirinden farklı üç
ayrı rivayet ortaya çıkmıştır.[bk. Tahâvî, Şerhu Meâni'l-Asâr, II, 155.] Esasen
râvîlerin birinin Resûl-i Ekrem'in sadece umreye niyet ettiğini rivayet etmiş
olması sonradan hacca da niyet etmiş olması ihtimalini ortadan kaldırmaz.
"Ashabı da hac
için ihrama girdiler" cümlesine gelince; 1779 numaralı hadis-i şerifte de
açıklandığı üzere Veda Haccında ashâb-ı kiramın bir kısmı sâdece hacca, bir
kısmı sadece umreye bir kısmı da hac ile birlikte umreye niyet etmişti.
Resûl-i Ekrem hac aylarında da umre yapmanın caiz olduğunu göstermek için
ashabına hac için girdikleri ihramı umreye çevirmelerini ve umreden sonra
ihramdan çıkmalarını ve terviye günü denilen Zilhiccenin 8. günü yeniden hac
için ihrama girmelerini emretti. İşte veda haccında Resûl-i Ekrem'in ve
ashabının yaptıkları hac bu şekilde cereyan etmiştir.